skip to Main Content

Tüp Bebek’te konu cinsiyet seçimi olunca, etik problemlerde devreye girmektedir. O da; karşı cinse ait oluşmuş embriyoların ne yapılacağı konusudur. Embriyoların sadece istenmeyen bir cinse ait olmaları nedeni ile atılmaları, bir nevi ayrımcılık olup genelde kabul görmesi zordur. Embriyoların daha sonra kullanılmak üzere dondurulup saklanmaları ise diğer bir seçenektir. Ancak taze embriyo transferi sırasında istenmeyen cinsiyetteki embriyoların daha sonra da istenmeyecekleri göz önüne alındığında, bu da çok mantıklı görünmemektedir. Aile dengelenmesi amacıyla oğlu olanların kız, kızı olanların da oğlan istemesiyle PGT yapılması ise bazı çevrelerce etik görülmesine rağmen karşı cinse ait embriyoların ne yapılacağı konusu ağırlıklı olarak etik önemini korumaktadır.
İlk bebek için cinsiyet seçimi tüm dünyada genel olarak kabul görmüyor. Daha önce tüp bebek ile gebe kalmış veya normal yoldan gebe kalmış ancak ikinci bebek için tüp bebek gerektiren çiftlerde ise karşı cinsin seçilmesi etik açıdan kabul edilebilir bulunabiliyor. Bu durumda genelde kız çocuğu olanların erkek, erkek çocuğu olanların ise kız seçecekleri düşünülürse, dengesiz bir dağılım olmayacaktır. Öte yandan kısır olan bu çiftlerde arta kalan embriyoların daha sonra kullanılmak amacıyla dondurulup saklanabilme olanağı da vardır. Bir cinse ait çok sayıda çocuğu olan çiftlerde ise (örneğin 6 erkek veya 6 kız) tüp bebek ve PGT ile cinsiyet seçimi yapılması, başka etik tartışmalar yaratacak önemli bir konudur. Burada da karşı cinse ait embriyoların yok edilmesi problemi ortaya çıkmaktadır.
Cinsiyet seçiminin genelde popülasyondaki erkek-kız oranını nasıl etkileyeceği de tartışılmaktadır. Bu uygulamaların geniş çapta kullanılmasıyla çeşitli kültürlerde tercih edilen cinsiyet olan erkeklerin artacağı kuşkusu olsa da, uzun vadede bunun dengeleneceği ve tercih edilen cinsiyetin kız olacağı düşünülmektedir. Mevcut tüp bebek uygulamalarının genel popülasyondaki oranına bakılacak olursa, bugün için bu önemli bir sorun gibi görünmemektedir.

Cinsiyet seçimini savunanlar; bunun genelde artan dünya nüfusuna bir denge getireceğini ve ailelerin genellikle karşı cinsten iki çocuğa sahip olduktan sonra artık çocuk yapmayacaklarını söylemektedirler. Cinsiyet seçimini savunanların diğer bir tezi ise; istenmeyen cinsten olan çocukların daha az sevgi ile yetişeceği ve hatta karşı cinse ait çocukların cinsiyet saptandıktan sonra düşükle sonuçlanabileceğidir.

Sonuç olarak; cinsiyet seçimi etik mi, değil mi ? sorusunun basit bir cevabı olmadığını ve iki tezi savunanların da haklı olduğu noktalar olduğu görülmektedir.

Back To Top