skip to Main Content

Osteoporoz, kemiklerin zayıflaması ve kırılganlaşması ile karakterize bir hastalıktır. Bu durum, kemiklerin yoğunluğunun ve kalitesinin azalması sonucu meydana gelir. Osteoporozda, kemik dokusu normalden daha gözenekli ve zayıf hale gelir. Bu, küçük travmalar veya düşmeler sonucunda bile kolayca kırılmalara yol açabilir.

 

Osteoporoz iki ana faktöre bağlı olarak gelişebilir:

 

Düşük Kemik Yoğunluğu: Genç yetişkinlik döneminde yeterli kemik yoğunluğu kazanılmaması, yaşla birlikte osteoporoz riskini artırır.

 

Kemik Kaybı: Yaşlanma ile kemik dokusu yavaş yavaş kaybedilir. Bu durum, özellikle menopoz sonrası kadınlarda daha belirgindir.

 

İlginizi çekebilir: Tüp Bebek Tedavisinde Estrofem

 

Osteoporoz Belirtileri Nelerdir?

 

Osteoporozun belirtileri genellikle sessizdir ve çoğu zaman bir kırık meydana gelene kadar fark edilmez. En sık rastlanan kırıklar omurga, kalça ve bilek kırıklarıdır.

 

Risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet (kadınlarda daha yaygın), aile öyküsü, düşük vücut ağırlığı, sigara içmek, aşırı alkol tüketimi, yetersiz kalsiyum ve D vitamini alımı, bazı ilaçların kullanımı ve bazı sağlık koşulları sayılabilir.

 

Osteoporozun önlenmesi ve tedavisi, sağlıklı bir diyet, düzenli egzersiz, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı, ve gerektiğinde ilaç tedavisi gibi önlemleri içerir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile kemik sağlığının korunması ve kırık riskinin azaltılması mümkündür.

 

Tip I Osteoporoz, genellikle kadınların menopoz sonrası dönemde yaşadıkları bir durumdur. Menopozla birlikte östrojen hormonunun azalması, kemik yapısında zayıflamalara yol açar. Bu dönemde, özellikle ilk beş yıl içinde, kadınlar kemik yoğunluklarının yaklaşık %15’ini kaybedebilirler. Sonuç olarak, kalça, el bileği gibi bölgelerdeki kırıklar daha yaygın hale gelir. Bu kırıklar arasında en tehlikelisi kalça kırıklarıdır; bu tür kırıkları yaşayan hastaların önemli bir kısmı, kırıktan sonraki iki yıl içinde hayatını kaybedebilir veya sürekli bakım gereksinimi duyabilir.

 

Tip II Osteoporoz ise daha çok ileri yaşlarda ortaya çıkan bir durumdur ve temelde azalan kalsiyum emilimi ve D vitamini eksikliği ile ilişkilidir. 70 yaş üstü kadınların yaklaşık dörtte birinde ve 80 yaş üstü kadınların neredeyse yarısında omurga kırıkları görülebilir. Ayrıca, 70 yaş üzerindeki bireylerdeki kalça kırıklarının çoğu görülmektedir.

 

Menopoz sonrası yıllarda, özellikle 65 ve 75 yaş aralıklarında, kadınların boyunda ortalama olarak 4 ila 9 cm’lik bir kısalma gözlemlenebilir. Bu, omurga kemiklerindeki çökme kırıklarına bağlıdır. Ayrıca, omurga deformasyonları ve göğüs kafesindeki kemik yapısal değişiklikler nedeniyle solunum sıkıntıları da yaşanabilir.

Back To Top